Kitap Hakkında
Yürek ülkesinin izbelerinde şehla bakışlı ayrılık hiç çekmedi ki hüzünlü gözlerini Gülizar’dan. Hüzünleri öfkelere bileyip, limon ağacının dallarında küçük küçük, sarı sarı güneşleri verdi ellerine mutluluk diye ve sonra açınca güneşini, ekşiyen suratını gösterdi ona aşk ve derviş (b)akışlı Urfa’sı bile. Yenilmiş bir kalbi olmadı her şeye rağmen; yenilgileri ile güzelleşen bir yürek ve yürek ülkesinde onu hiç yalnız bırakmayan yaralı ahdesi ve en vefalı dostu ayrılıkla ne çok hüzün biriktirdiler ve ne çok yıkadılar hüzünlerini topladıkları yağmurlarıyla. Neyse ki ayrılıkları bile kendi ülkesinde güzelleştiren iradesiyle cebin değildi ve ne çok kere düştü cidarından yüreğinin, üstelik çevikti de düşüşlerinde. Ehlibeyt ashaplarımı vardı onu koruyan, meramı sıdk’tan yanaydı onun; ondan mıydı ki her düşüşünde ve her olağan ıskalanmasından hayata, yine kaimdi o, her sonralarında bile düşünüşlerinin. Onu umutlara teşrif eden iradenin dimağımıydı yoksa, yoksa mutluluk anafor kokulu bir ütopyamıydı ki kendini yakından gösterip, kendisine yaklaşıldıkça çok uzaklara kaçarak pencere arkasında sevgilisine gizli gizli bakan yağmur kızın silueti gibi. Ömür takviminin sayfaları boşu savruk ese, saat şimdi tamda tüm umutları umutsuzluk geçe, Doğuda cehaletin töresi, Batıda medeniyetin töresiyle yenilgilerin çisesi kaçtı gözlerine Gülizar’ın ve Gülizar’ların. Urfa’da başlayan töre esaretindeki aşk, Türkiye’nin yedi bölgesinden geçip, Urfa, Elazığ, Sarıkamış, Erzurum, Iğdır, Ankara, Antalya, Tunceli, Trabzon, Mardin ve İzmir’den geçerek Amerika’da soluk alıyor! Gülizar’ın rapor ettiği, insanlığın irkileceği, tarihin gelmiş geçmiş en içler acıtan sentezi ve benzersiz bu çarpıcı romanı okudukça, gücünüzü kaybedecek, adeta bir dizi seyredeceksiniz dimağınızda! Lakin okumadan kimsenin asla ve asla göremeyeceği kadar tutkulu bir sevda, beşikten mezara, Doğudan Batıya, Doğuda Kız Türkiye’de Kadın olmak adlı büyük, bir romandır, Ah Gülizar.
Devamını oku
Devamını gizle