Kitap Hakkında
Nazım 111 Yaşında"Türkiye'e okuyucularıma ve beni sevenlere, yurttaşlarıma, gerçek Türk yurtseverlerine bir hakikati açıklamak istiyorum: Ben eğer Türkiye'mden çıkmadıysam öldürülmüş olacaktım, gayet basit. Biliyorsunuz, birbiri ardınca on üç sene hapiste yattım. Bu on üç senelik hapis doğrudan doğruya işlediğim bir suçun karşılığı değildi. Uydurulmuş bir suçun, omzuma yüklenen bir suçun cezasıydı. Bu yetmiyormuş gibi, hapisten çıktıktan sonra elli yaşıma basmama ancak bir yıl varken ve yüreğim dehşetli hastayken beni askere almak istediler, yani kırk dokuz yaşında on üç yıl hapiste yatmış bir insanı askere almak istediler. Ben askerden kaçan adam değilim. Ama o yüreğimle askere gitmek, talim meydanına çıkmak, basit bir nefer olarak talim meydanına çıkmak, elbette ki basit bir neferliğin büyük bir şerefi var, fakat bu şerefi hayatımla ödemem demekti. Sonra, yine haber aldığıma göre, beni sadece askere alacak değillerdi. Askere almak bahanesiyle harcayacaklardı, sonra, "Nazım Hikmet askerden kaçtıve kaçarken öldürdük" diyeceklerdi. Şimdi burada açıklayamam vesikalarını, fakat Menderes hükümetinin bana böyle bir tuzak kurduğuna dair elimde gayet kuevvetli vesikalar var, gün gelince bu da ortaya çıkar. Onun için, elbette ki memlekette kalsaydım, aranızda bulunsaydım çok faydalı olurdum, ama cesedim memlekette kalsaydı, size şimdi yaptığım hizmeti dahi yapamazdım.*"(Türkiye'de yayımlanışı: Tiyatro 76, 16.11.1976)
Devamını oku
Devamını gizle