Kitap Hakkında
Bireysel başvuru ile birlikte Anayasa, soyut ilke ve kuralları düzenleyen bir metin olmaktan çıkmış; Anayasa Mahkemesinin ifadesiyle "yaşayan, hukuk sistemini yönlendiren, her türlü kamusal tasarrufta gözetilmesi gereken hukuki bir belgeye dönüşmüştür. Tanık sorgulama, suç isnadı altındaki kişilere Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adıl yargılanma hakkı kapsamında tanınan bir haktır. Bireysel başvurunun var olduğu bir sistemde, şüphelilere/sanıklara anayasal düzeyde hangi güvencelerin sağlandığının ve bunların kapsam ve içeriklerinin ne olduğunun ortaya konulması büyük önem taşımaktadır. Esasen Anayasanın hem Anayasa kurallarının bağlayıcılığını düzenleyen 11. maddesi hem de hâkimin öncelikle Anayasa kurallarını dikkate alarak uyuşmazlıkları çözmesini emreden Anayasanın 138. maddesi, derece mahkemelerinin ve temyiz mercilerinin Anayasaya uygun karar vermesini zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle yargılama sürecinde Anayasa kurallarının dikkate alınmaması hak ihlaline sebebiyet verebilecektir. "Yaşayan hukuki bir belge" olarak Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklere ilişkin kuralların yorumlanmasında nihai yorum yetkisi elbette Anayasa Mahkemesine aittir. Dolayısıyla derece mahkemelerinin ve temyiz mercilerinin temel hak ve özgürlüklere ilişkin Anayasa hükümlerini gözetirken, bu kuralların yorumlandığı Anayasa Mahkemesi kararlarını dikkate alması gerekmektedir. Kitapta; kanun eksenli değil Anayasa eksenli bir inceleme yöntemi benimsenmiş, tanık sorgulama hakkı hem kuramsal açıdan hem de uygulamaya yansıyan yönleriyle değerlendirilmiştir. Anılan hakkın sağladığı teminatların belirlenmesinde, doktrin ile birlikte Anayasa Mahkemesi ve onun Anayasa'yı yorumlarken yararlandığı AIHM içtihadı temel alınmıştır.
Ürün Özellikleri