Babil’in Yorumu

Yazılan ilk Türkçe romanlarımız kamusal alanın İstanbul’da nasıl doğduğunu bir karşılaşma mekânı olarak mesire yerleri üzerinden anlatır; modernleşmeyle başlayan yenilik yine evvela Beyoğlu anlatılarında göze çarpar. Gazete, fotoğraf, sinema… Hepsi ilk adımını bu şehirde atar, önce bu şehrin hikâyesini anlatır. Buna karşın anlatılmamış hikâyelerin çokluğu İstanbul’un renkli canlılığının bir göstergesi olarak duruyor meraklılarının önünde. Gökhan Akçura da ömrünü merakının peşinde sürdürmüş; eserleriyle kültürel tarihimizde kıymetli bir yer edinmiş bir araştırmacı. Bir Şehr-i İstanbul Ki…’yle birlikte de şehrin unutulmaya yüz tutmuş öykülerini, isimlerini, âdetlerini okurunu bir asır geriye götürerek keyifle anlatıyor. Eğlence sektörünün duayenlerinden tiyatrolarımızda sahne almış dünyaca ünlü aktrislere kadar içeriğiyle zengin, üslubuyla pürneşe bir kitap bu.

Kitap Hakkında

İstanbul hep kendi bildiğini okumuş okumasına da, her kuşaktan, her milletten İstanbullular kendilerince bir şekil vermeye çalışmışlar ona. Ne kadar becerebilmişler orası tartışmalı… Ama denemişler en azından. Örneğin terbiye etmek istemişler, Saygısızlıkla Savaş Derneği kurmuşlar. İstanbul terbiyeli, saygılı olmuş mu bilinmez ama Kırk Gün Gece festivalleriyle vur patlasın çal oynasın eğlenmiş.

Bugün İstanbullular akın akın sahil kasabalarına gidiyorlar ama bir zamanlar şehirde birçok plaj varmış. Üstelik yine de yetersiz bulunup gazeteler daha fazlası açılsın diye yazıp durmuş. İstanbullular sayfiyeye de pek düşkünmüş.

İlla ki zamanı, mevsimi gelince Boğaz’ın köylerine, Bostancı’ya, Fenerbahçe’ye göçerlermiş. Mehtap âlemleri de ayrı bir keyifmiş. Sayısız kayık izlermiş hanendelerin kayıklarını Boğaz’da... Sadece Boğaz mı, Beyoğlu da bir başka dünyaymış. Tiyatro salonları, gece kulüpleri, kabareler… Bin bir renkli bu dünyada yok yokmuş. Bir de zenci bir Rus’umuz varmış, ilk Maksim’i de zaten o açmış. Ama İstanbul sayısız duraklarda soluklanıp yoluna devam ederken, tarihi sinema ve tiyatro salonları yıkılmış, Şan Tiyatrosu yanmış…

Bir Şehr-i İstanbul ki... adlı kitapta İstanbul’un uzun ve canlı öyküsünün en eğlenceli duraklarına uğrayıp oraların en renkli simalarıyla tanışacaksınız. Zaman zaman kıymetini bilmediklerimiz içinizi sızlatacak elbette.

Oğlak Yayınları olarak yakın tarihimizin arkeoloğu Gökhan Akçura’yla birlikte İstanbul’un neşeli hayatına çıktığımız bu yolculuğun sizi de eğlendireceğine eminiz.

Devamını oku

Ürün Özellikleri

  • Kitap Özellikleri
  • Sayfa sayısı
    304
  • Yayınlanma Sayısı
    1
  • Ağırlık
    304
  • Boyutlar
    16 x 23
  • Cilt Tipi
    Ciltsiz
  • Kağıt Cinsi
    1. Hamur
  • Yayınlandığı Konum
  • Cep Boy
    Hayır
  • Yayınlanma Tarihi
    4 / 2020
  • Barkod
    9789753298254
      Babil.com
      Tarayıcı ile devam et veya Uygulamada Aç