Kitap Hakkında
Tarihçiler Cengiz Han'ın Moğol olduğunu ve kurduğu kağanlığın bir Moğol kağanlığı olduğunu öne sürerler. Bu resmî tarihe göre küçük bir azınlık olan Moğollar, kendilerinden sayıca çok daha kalabalık olan Türkleri egemenlikleri altına alarak büyük bir imparatorluk kurmuşlardır. Ancak bu tarihçilerin hiç biri, Cengiz Han'dan önce Moğol adlı bir halkın tarihteki varlığını her hangi bir tarihi kaynağa dayandırarak açıklayamazlar. Moğollar, Cengiz Han'la birlikte sanki gökten düşmüş gibi birden bire tarih sahnesine çıkmışlardır. Bu tarihçilerin, Tarihi kaynak olarak ortaya sürdükleri tek belge ise, Çince yazılmış olan “Yuan Hanedanlığı'nın Gizli Tarihi” adlı metindir. Gerçekte bir destandan başka bir şey olmayan bu metin, artık “Moğolların Gizli Tarihi olarak” biliniyor.
Yalnızca çok değerli bir sözlük olarak değil, ama aynı zamanda çok değerli bir tarihî belge olarak da büyük bir önem taşıyan Kaşgarlı Mahmud'un 11. yüzyıl sonunda yazdığı Divanî Lugat el Türk adlı eserinde, Moğollar ile ilgi hiç bir bilgi bulunmaz. Kaşgarlı Mahmud eserinde, adlarını yazdığı bütün Türk boylarının yanında Farslardan, Tibetlilerden ve hatta Japonlardan bile söz eder, ancak Moğollardan bir tek söz bile etmez. Anayurdu Orta Asya'yı çok iyi tanıyan Kaşgarlı Mahmud acaba Moğolları dikkate mi almamış, yoksa Orta Asya'da hiç bir Moğola mı rastlamamış? Kaşgarlı eserinde, olmayan bir halkın varlığından nasıl söz edebilirdi? Ancak Çinli ve Batılı tarihçilere ve dahi onları hiç sorgulamadan tekrar eden Türk tarihçilere göre Moğollar, tarih boyu Türklerle bir arada yaşamış. Kaşgarlı Mahmud da bir arada yaşadığı bu Moğolları hiç fark etmemiş meğer! 16. yüzyılda yazılmış olan ve Türk tarihi açısından çok değerli bir tarihî kaynak olma niteliği taşıyan Tevarihî Güzideî Nusret Nâme'de ise, Moğol olarak adlandırılan halkın aslında Tatarlar olduklarını yazar. Ancak Moğolların Türklerden ayrı bir halk olduğunu savunan tarihçilere göre bu eserlerin hiç bir önemi yoktur anlaşılan.
Ürün Özellikleri