Kitap Hakkında
Birbirine hiyerarşik bağ ile bağlanmış olan amir ile memur arasındaki ilişkinin kilit noktasını, emretme yetkisi ile emre itaat etme yükümlülüğü oluşturur. Bu yetki ile yükümlülüğün en çok önem arz ettiği iki alan ise askerlik ve kolluktur. Nitekim savunma veya iç güvenlik söz konusu olduğunda kişiler kazanılmış bir alışkanlık sonucu kimi zaman emre otomatik olarak itaat etme eğilimi göstererek hukuk düzenini ihlal edebilmektedirler. Böyle durumlarda yalnızca kendisine verilen emri icra etme amacı taşıyan memurun sorumluluğunun ne olacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Özellikle emri icra etmek suretiyle ceza normlarını ihlal etmesi halinde emri yerine getirenin sorumluluğunun ne şekilde belirleneceği, 20. yüzyılda yaşanan iki dünya savaşından sonra hem devletlerin iç hukuklarında hem de uluslararası ceza hukukunda tartışmalı meselelerden biri haline gelmiştir.
Çalışmanın birinci bölümünde amirin emrinin yerine getirilmesi ile görevin ifası arasındaki ilişki açıklanarak kurumun tarihsel süreç içerisindeki gelişimi incelenmiş, ardından uluslararası ceza hukukundaki gelişim süreci ele alınarak karşılaştırmalı hukuktaki düzenlemelere ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin konuya yaklaşımına yer verilmiştir. İkinci bölümde Türk ceza hukukunda amirin emrinin yerine getirilmesinin şartları incelenmiştir. Emrin hukuka uygunluğunu denetleme yetkisini sınırlandıran hükümler içeren askeri mevzuat ile kolluk mevzuatı emrin maddi meşruluğu kapsamında ele alınmıştır. Üçüncü bölümde ise amirin emrinin yerine getirilmesinde sorumluluk ve hukuki nitelik meselesi üzerinde ayrıntılı olarak durulmuştur.
Ürün Özellikleri