Biz, altmışlı yıllarda doğanlar, treni, tıpkı radyo gibi hayatımızın içinde bulduk. Onu keşfetmemiz, varlığından heyecan duymamız söz konusu olmadı hiç. Tren ve radyo bizim kuşağın hayatını ve benliğini oluşturan, içinde doğup büyüdüğü atmosferi sahici kılan esaslı parçalardandı.
Büyük kısmı Osmanlıdan bize miras kalan demirağları bizden önceki kuşakların ördüğünü, trenin uygarlık ve ilerleme yolunda büyük bir adım olduğunu pek de heyecanlanmadan öğrendik cumhuriyet kuşağı öğretmenlerimizden.
Ülkemizde ve dünyada bu demirağların ne pahasına örüldüğünü, hayatı nasıl değiştirdiğini sormak o sırada aklımıza gelmiyordu. Uysal bir güçle işleyen trenlerin cumhuriyet projesinin yükünü hala taşıdığı, devlet “baba“nın varlığını biraz da trenler -ve radyo- aracılığıyla hissettirdiği yıllardaydık; henüz küçüktük, demiryolcular üniformalı ama canayakın insanlardı. Ayfer Tunç
Size en iyi deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Çerezler, sunmuş olduğumuz hizmetlerin size özel ve tercihlerinize göre kişiselleştirilmiş içerikler olarak sunulmasına imkan tanır. Çerez Politika'mızı inceleyerek çerezler hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
