"Deneme", Tanzimat Edebiyatı Döneminde, Tecrübe-i kalemiye" adıyla girmiş yazın dünyamıza. Batıda yüzlerce yıl önce başlayan Deneme'nin tanımı yapılmamış. Şiir , öykü, roman gibi denemenin de dört dörtlük, eksiksiz bir tanımı yok. Biz de yapmamışız onun tanımını. Sözlükler Denemeyi "Son biçimini alamamış, taslak durumnda yapıt, sınama, tecrübe" diye açıklıyor. Bütün yazarlar eksiksiz, taslak durumundan kurtulmuş deneme yazmaya çalışmışlar, yüzyıllar boyu. Ama sözlüklere göre; yazılanların tümü taslak durumundan, tecrübe niteliğindten kurtulamamış birer "deneyememe" denbaşka bir şey değil. Bazı yazarlar denemeyi bir "gezinti"ye benzetirler. Bir edebiyatçı olarak yıllardır dergilerde ve gazetelerde yazılarını okuduğumuz Dinçer Sezgin de yaşamla ve kendisiyle yaptığı hesaplaşmaları, insanın ve toplumun sorunlarını irdelemeye çalıştığı yazıları ve konular arasında sürdürdüğü gezintileri "Deneyimler" adıyla sunuyor okurlarına. Bizleri de deneyememelerini, "okuma denemesi"ne çağırıyor. Sıcak ve şiir diliyle Sezgin'in yazdıklarından "Deneme" tadı alacağınızı umuyoruz. (Arka Kapak)
Size en iyi deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Çerezler, sunmuş olduğumuz hizmetlerin size özel ve tercihlerinize göre kişiselleştirilmiş içerikler olarak sunulmasına imkan tanır. Çerez Politika'mızı inceleyerek çerezler hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
