Kitap Hakkında
Saat gece on ikiye doğru gelirken en az üçte ikisi dolu olan dört katlı, kırk sekiz hücreli müşahadenin sesi soluğu kesiliyor. Ortalığı ölüm sessizliği kaplıyor. İnsan kendini mezarda hissediyor bazen. Birebir örtüşmese de yakın bir durum. Ölü, bir kalabalık tarafından getirilir. Mezar kazılıp hazırlandıktan sonra cenaze içine yerleştirilir. Üstü örtülür. Dualar, yasinler okunur. Sonra yavaş yavaş terk edilir mezarlık. Son kişi de ayrıldıktan sonra yalnız kalır ölü. İşte şimdi ben de yalnızım. Şimdi muhasebe zamanı mı? Evet evet, defterlerin kapanacağı, hazır bekleyen gözcülerin işlerinin sona ereceği zaman gelmezden önce sık sık muhasebe yapmak gerekir. İşte ben kabirden önce girdim kabre. Kabri düşünüp hazırlı olmak gerekir...
Kabirde yaşamaya alışmak ya da alışmaya çalışmak... Alışmak zor, ama gerekli. Burası yaşarken her şeyden koparılma ve diri diri ölümü kabullenme yeri... Evet burası “Diriler Kabri” dir. Bu tanımı zindanı kendisine teklif edilen çirkefe tercih eden Hz.Yusuf yapmıştı. Zindanda ölümün kucağına düşenlere bir muvahhid olarak sonsuz yaşamda mutlu olabilmenin yolunu göstermişti. Zindandan ayrılırken kapıya şöyle yazdığı söylenir Hz. Yusuf'un:
"Burası belalar konağı Diriler Kabri, düşmanları sevindiren hakiki dostlar edinme yeridir."
Diriler Kabri'nde ölümü öldüren tüm Yusuf dostlarına selam olsun!...
Ürün Özellikleri