Kitap Hakkında

Bir çalışmanın iç öyküsü:
Akademik yaşamın ilk evrelerinde genellikle yabancı yazında görülen, beğenilen bir çalışma seçilir ya da “acaba bu konu bizde nasıldır’’ gibi akademik bir merakla çalışma konusu belirlenir. Bazen bu yöntem yabancı bir çalışmanın dilimize çevrilmiş versiyonu olmaktan ileriye gidemez. Bazen ise sağlam kuramsal temellere dayalı özgün bir esere dönüşebilir.
Zaman içinde araştırmacı “konu bulma’’ gibi bir sorundan kurtulur. Zaten ilgi alanı içinde olduğu kadarıyla akademik âlemin ajandasının farkındadır; bu kapsamda konu bulma yerine bir araştırma problemi formüle ederek yola çıkar. Ancak araştırmacının bir başka kılavuzu daha vardır: Gözlem. Karl Weick’in (1995) tabiriyle “semptom’’lar araştırmacıya ışık tutabilir. Yani araştırmacı bazen “Niçin’’ (Whetten,1989) sorusuyla başlayıp “kuramsal arka planını bilmediği’’ bir davranışı örgüt, grup veya birey düzeyinde gözleyerek sahadan kurama gidebilir. Hatta “kuramın gözlemi açıklamakta kifayetsiz kaldığını“’ hissettiği durumlarda bazen disipline edilmiş ve mevcut yazına göre kabul edilebilir bir sapma dahilinde (Sutton ve Staw, 1995); yani, ortodoksiden de çok uzaklaşmadan konuyu teorize etmeye da kalkışabilir.
İşletme biliminin biraz doğa bilimlerine benzeyen, gözle görülür, elle tutulur somut bir yanının da olması bize bu fırsatı sunmakta. 2001 yılında işletmelerin sosyal sorumlulukları üzerine çalışmaya başlamam “gözlemden kurama gitmeye çabalama rotasını’’ takip etmiştir. Önce paradigma özrü nedeniyle “işletmelerin sosyal sorumlulukları nasıl ölçülüyor, işletmeler bu bağlamda neler yapıyor, anket mi yapsam, örneklemi ne olmalı...“ soruları ile başlamıştır bu yolculuk....

Epey bir ölçek geliştirme ataklarına paralel olarak ilgili yazını da anlamaya çalışırken önce biraz yüzeyel ve samimiyeti şüphe götüren bir şeyler çıktı karşıma.. Sanki çorbasını döken çocuğa çorbanın dökülmeden içileceği öğreten bir sosyal gerçeklik inşa ediliyor (Berger&Luckmann:1966) gibi gelmişti. Hemen “örgüt kuramının uzağında bilim olur mu’’ başlıklı bir bildiri hazırlayarak Business&Society dergisinin 5 yılını taramaya kalkıştım. Zaten onların bir kısmı da “Ey CSR ’cı Beyler/Hanımlar, 1980’lere kadar aklınız neredeydi... Siz de bizimle aynı ormana mı bakıyorsunuz“ gibi polemik vurgulu başlıklarla yayınlanmıştı. Ama detaya girdikçe örgüt kuramının pek de uzağında olunmadığını “örgütlerin güçler koalisyonu olduğu’’ noktasından yola çıkılıp “örgütler niçin ve nasıl sosyal sorumlu davranış gösteriyor, kurumsal dinamikler mi bu davranışı yönlendiriyor, kaynaklara ulaşmak için başka seçenekleri mi yok da böyle davranıyorlar, örgüt ile paydaşlarının oluşturduğu ağ içinde güç ilişkileri nasıl şekilleniyor...“ gibi sorulara cevap arandığını görmek mümkün oldu.
Yine başa dönmüştüm, dört işlemi içselleştirmeden nasıl ki matematik problemi yazamazsak, araştırma problemi yazacak kadar örgüt kuramına hakim olmadan da bir fenomeni incelemek mümkün değildi.. Gözlem sadece “yere düşen elmanın niye düştüğünü’’ anlamaya araştırmacıyı sevk ediyor. Ama problemin hangi kuramsal düzlemde ele alınacağını bilmeden ancak “nedir bu soysal sorumluluk furyası“ sorusunu yöneltmek mümkün oluyor ki bu da araştırma inşası için yetmiyor. . Bir de haksız “bakalım neler yapmışlar, neler yazmışlar’’ gibi bir inspektör rolü seçilince öğrenme gecikiyor... Yani sosyal bilimlerde gözlem, tek başına bir araştırma tasarımı için kifayetsiz kalıyor.
Bu kitap benim işletmelerin sosyal sorumluluklarına dair bugüne değin okuyup anladığımın Kunda’nın (1992) tabiriyle “mühendislik’’ versiyonudur. Bir de sanırım felsefi versiyonunun yazılması gerek, felsefeciler tarafından...
Bu kitabın yazara göre özgün olan yanı “sosyal sorumluluk fenomeninin akademik bir merakla nasıl incelenebileceğini; yani, örgütün neden ve nasıl bu şekilde davrandığını ve sonuçta “ne olduğunu’’ tartışmaya çabalamasıdır. Bu tartışmayı yürütmek için önce tartışmada kullanılacak malzemenin/içeriğin hazırlanması gerekiyordu. Bu amaçla ilk bölümde işletmelerin sosyal sorumluluklarının dayandığı argümanlar incelenmiştir. Konuyla ilişkiselliği nedeniyle etik konusuna da kısaca değinilmiştir. İkinci bölüm “sosyal sorumluluk“ kavramının temel taşı olan paydaş kavramsallaştırmasına ve paydaş kuramına ayrılmıştır. Üçüncü bölümde sosyal performans kavramsallaştırmasına yönelik modeller incelenmiştir. Bu noktadan sonra “örgütlerin sosyal sorumlu davranış göstermesinin nedeninin, nasılının ve bu davranışın sonuçlarının nasıl incelenebileceği tartışılmıştır. Son bölümde genel kabul gören sosyal performans ölçüm araç ve tekniklerine yer verilmiştir.

Devamını oku

Ürün Özellikleri

  • Kitap Özellikleri
  • Sayfa sayısı
    249
  • Yayınlanma Sayısı
    1
  • Ağırlık
    268
  • Boyutlar
    14 x 20
  • Cilt Tipi
    Ciltsiz
  • Kağıt Cinsi
    1. Hamur
  • Yayınlandığı Konum
  • Cep Boy
    Hayır
  • Yayınlanma Tarihi
    11 / 2009
  • Barkod
    9786053770855
      Babil.com
      Tarayıcı ile devam et veya Uygulamada Aç