Hikâyenin sonu daha baştan söylenmesine rağmen, sayfalar ilerledikçe bunun bir kandırmaca olmasını diler Kırmızı Pazartesi okuru. Çünkü Marquez’in en sevdiği şeydir gerçekliğin üzerine çıkmak. Fakat bu romanında, yaşanmış bir olayı aktarırken gerçekliğe hiç müdahale etmez Kolombiyalı yazar. Ve bu ikilik, bu beklenti, bu her an her şey değişecekmiş hissinin yarattığı gerginlik dünya edebiyatına unutulmaz bir eser armağan eder.