Kitap Hakkında
Türkiye maalesef 21. yüzyıla temel sorunlarından arınmış olarak girme becerisini gösteremedi. AB üyelik sürecinin de zorlamasıyla atılan kimi adımlara rağmen ülkemiz henüz insan haklarına dayalı çoğulcu bir demokrasiyi gerçekleştirebilmiş değil. Tüm sorunlarımızın yanısıra temel sorunumuz Kürt sorunudur. On yıllardır süren bu sorunun demokratik, barışçıl bir çözüme kavuşturulmaması, bir yandan binlerce insanımızın yaşamına mal olurken, diğer yandan da sınırlı kaynakların erimesine ve dolayısıyla da yukarıda belirtilen ekonomik-sosyal sorunların derinleşmesine de neden olmaktadır.Başlangıçta, "kart-kurt" hikayeleri uydurularak yok sayılmaya çalışılan Kürt gerçekliği artık yok sayılamıyor. Özellikle 1980’li yılların sonuna doğru SHP ve CHP gibi partilerin konuyu tüm yönleriyle ele alan kapsamlı raporlarından sonra Kürt sorunu toplumun geniş kesimlerince de konuşulmaya, tartışılmaya başlandı. Şimdi konu yeniden gündemde. Çünkü hükümet önce "Kürt Açılımı" sonra "Demokratik Açılım" diye adlandırdığı bir "çözüm sürecini" başlattığını ilan etti. Ancak henüz ortada somut ve yazılı bir yol haritası yok. Akan kanın durması ve Kürt kesimi tarafından talep edilen kimlik, kültürel haklar, anadil vb. konularda hükümetin tam olarak ne düşündüğü, hangi yeni düzenlemeleri yapmak istediği bilinmiyor. Hiç kuşkusuz sorunun bir boyutu kimlik, anadil ve kültür ile ilgiliyken, diğer boyutu da silahların bırakılması ve dağdaki PKK’lıların toplumsal yaşama katılmalarının sağlanması ile ilgilidir. Hükümetin bu konulara ilişkin neler yapmak istediğini bir an önce toplumla, TBMM ile paylaşması gerekir. Bunun yapılması belirsizlikleri, tereddütleri, endişeleri ortadan kaldıracağı gibi, somut ve yararlı tartışmalar yapılmasının da yolunu açacaktır. Şimdi demokratik, barışçıl çözümü gerçekten isteyen insanların yapması gereken şey, hükümetten vakit geçirmeden somut ve ayrıntılı çözüm önerilerini ortaya koymasını talep etmek olmalıdır. Hükümet bunu yaptığında, yani somut projelerini açıkladığında kısır tartışmalar, yanlış anlaşılmalar, polemikler yerini verimli ve yararlı tartışmalara bırakacaktır ve çözüm yolunda belli adımlar atılabilecektir. Bunu yürekten istiyor ve bekliyoruz.
Devamını oku
Devamını gizle