Ekolojik yıkımla aramızdaki mesafe o kadar kısaldı ki artık sesini işitmemeyi tercih edemeyeceğimiz bir yakınlıktan bakıyor bize. Gelecek her nesil, doğacak her çocuk önce bu tehditkar bakıştan alıyor nasibini; çünkü dünya güvenli bir yer olmaktan çıkıyor hızlıca. Samanta Schweblin, bu gerçeğin doğurduğu gerilimi okurunu olduğu yere çivileyen bir atmosferin içinde işliyor. Kısacık bir hikâye anlatıyor belki fakat okur her sayfada derinleşen bir tekinsizlikle kuşatılıyor. Anlatının uyandırdığı dehşet eserin ötesine, etkisini uzun süre yitirmeyecek bir biçimde okurun zihnine taşınıyor böylece. Kurtarma Mesafesi, kapımızı sık aralıklarla çalan bir felakete akla gelmeyecek bir açıdan yaklaşan, son yıllarda yazılmış en ayrıksı metinlerden biri.
Kitap Hakkında
Ben hep en kötü olasılıklara kafa yorarım. Şu an bile kafamda hesap yapıyorum, Nina birden havuza düşerse arabadan çıkıp koşarak ona ulaşmamın ne kadar süreceğini hesaplıyorum. Kızımla aramdaki değişken mesafeye verdiğim isim “kurtarma mesafesi”, günlerimin yarısını bunu hesaplayarak geçiriyorum, yine de hep gereksiz riskler alıyorum.
Arjantin taşrasında, tarlalar arasında bir kasaba... Kasabanın kıyısında yeşil renkli, gizemli bir ev... Huzurlu bir tatil hayaliyle kasabaya gelen Amanda ve küçük kızı Nina... Tek amacı kızını korumak olan Amanda’nın önce ona ulaşması lazım, ulaşmak içinse olayları tetikleyen o ânı bulması.
Latin Amerika edebiyatının yükselen temsilcilerinden Samanta Schweblin’in bu ilk romanı 2017 Man Booker Ödülü finalistleri arasındaydı. Kurtarma Mesafesi’ndeki gerilimler ruh ve bireyle olduğu kadar toplum ve çevreyle de alakalı.
Size en iyi deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Çerezler, sunmuş olduğumuz hizmetlerin size özel ve tercihlerinize göre kişiselleştirilmiş içerikler olarak sunulmasına imkan tanır. Çerez Politika'mızı inceleyerek çerezler hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
