Türkiyeli bir Ermeniydi Zaven Biberyan, Cumhuriyet’in kurulmasına iki yıl varken doğmuştu; değişen siyasi yapının, dönüşen toplumsal yaşamın en sarsıcı zamanlarına şahit oldu. Yazı, çok küçük yaştan itibaren devingen bir tutkuydu onun için. Hayatı ve insanları kederiyle, hüznüyle, zulmüyle kayda düşmeye başladığında hâlâ çocuktu. Otobiyografisini yazmaya da kırklarındayken başladı. Biberyan, bir yandan çocukluğunu, ilkgençliğini, askerlik yıllarını hatırlıyor eserinde, bir yandan da Türkiye’nin yakın tarihine açılan bir büyüme hikâyesi anlatıyor. Mahkûmların Şafağı, Karıncaların Günbatımı, Meteliksiz Aşıklar, Yalnızlar gibi üst düzey romanlar kaleme almış Zaven Biberyan’ın, yaşamının ilk yirmi beş yılını çarpıcı ve incelikli bir üslupla anlattığı bir roman gibi de okunabilir rahatlıkla. Biberyan’ın öfkesine, hayallerine, mücadelesine, çatışmasına, bunalımına ortak olmaya çağıran, gözden kaçmaması gereken bir eser Mahkûmların Şafağı.