İnsan gözü durmadan fotoğraf çeker. Bu fotoğrafları görsel ve zihinsel belleğe yerleştirir, biriktirir. Zamanın hızına yetişemeyen insan, yaşadıklarını belleğinde saklamak zorundadır. Küçük bir ihtimaldir her anıyı geriye dönüp hatırlamak, gözden geçirmek. Fotoğraflar ise geçmişi anımsatanlardır. Belleğimizin uyarısı ya da bizim seçimimiz olmadan önümüze konulan fotoğraf, bize geçmişi yeniden yaşatır. Tıpkı Hilmi Yavuz'un bir şiirinde olduğu gibi Bakmak, uzaklara dokunmaktır
Biz de Melûşa Öykü de fotoğraflar ve öykülerle uzaklara dokunuyoruz. Dergi formatımızı oluşturan Melûşa köyünden fotoğraflara yazılan özgün öykülerden seçtiklerimizle üçüncü sayımızı oluşturduk. Birbirinden güzel öyküler geldi derginin e-postasına, emek veren yazarlarımıza teşekkür ederiz.
Bu sayımızda Ergin Ahmet ve Nazire Karacadal ın fotoğraflarına öyküler yazıldı. Gelecek sayımızdan itibaren köy tarihi hakkında kısa kısa bilgileri de okurlarımızla paylaşacağız. Geçmişin kokusu ve bugünün rengiyle hayat devam ediyor. Değişmeyen tek şey insan kalbi...
Yeni öykülerle ve Melûşa nın dördüncü sayısında görüşmek üzere...
Size en iyi deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Çerezler, sunmuş olduğumuz hizmetlerin size özel ve tercihlerinize göre kişiselleştirilmiş içerikler olarak sunulmasına imkan tanır. Çerez Politika'mızı inceleyerek çerezler hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
