Kitap Hakkında
İki mektubunu aldım bugün. Tabii ki haklısın Milena, gönderdiğim mektupta yazdıklarımdan ötürü açmaya çekiniyorum mektuplarını. Şükür ki doğru olan ya da doğru bildiğim şeyleri yazmaktan geri durmadım, eğer doğruları yazmasaydım cevaplarına karşılık ne hâlde olurdum? Çıldırırdım. Yalan söylememeyi başarabilmemle gurur duymuyorum, olması gerekeni yapmaktan başka bir şey değil bu. İfade ederken milyon kere düşünmem gereken şeyleri bir çırpıda söyleyiveriyorum, iliklerimde hissettiklerimi açıklamaya uğraşıyorum. Üzerine pek çok fikir açık ettiğimiz korku bu, tir tir titrememize sebep olan korku. Alelade bir korku da değil üstelik, korkuya sebep olan duygularımız, hasretini çektiğimiz şeylere boyun eğen bir köleden ibaret.
...
Yazarken inanmayan insanlara ithafen kullandığın cümle çok doğruydu Milena: “Sevmeye güçleri yok.” Sevilmedikçe de bu gücü bulamıyorlardı belki de. Bu insanlar karşılarındakine “Beni sevdiğine inancım tam.” dediklerinde “Sevildiğimden eminim.” anlamında kullanıyorlar. Birbirini seven iki âşık olmaktan ziyade laf kalabalığı yapan kişiler oluyorlar.
...
Grillparzer'in Fakir Çalgıcı’sını yolluyorum sana, bir zamanlar pek çok şey ifade ederdi benim için, bir zamanlar ama. Viyana aksanıyla yazıldığından dolayı Almancası ahenk içermiyor ve hüzünlü de bir hayli. Volksgarten’deki anıtı bize bakmıştı. (Düşünsene, sen yanımda yürüyordun... Benim yanımdaydın Milena...) O da işinde başarılı bir kıza âşık imiş...
Ürün Özellikleri