Kitap Hakkında
Philip Roth Pastoral Amerika’da 20. yüzyılın en ihtilaflı ve patlamaya hazır dönemini, 60’lı yılları teşrih masasına yatırıyor. Başka romanlarında da karşılaştığımız edebi alter egosu, yazar Nathan Zuckerman, bu kez de lise yıllarından tanıdığı, "Sarıkafa" lakaplı beysbol yıldızı Seymour Levov’un bir portresini çiziyor. Öyküyü, Seymour’un kardeşi Jerry’nin anlattıklarına, bir iki gazete küpürüne ve Sarıkafa’yla iki kısa karşılaşmasında konuştuklarına dayanarak kaleme alıyor.Lise yıllarının efsanevi sporcusu, genç yaşlı herkesin idolü, "Sarıkafa" Seymour Levov, müreffeh ve utkulu savaş sonrası Amerikası’nda ergenliğe erişmiştir. Babasının kurduğu fabrikanın yönetimini üstlenen, New Jersey Güzeli’yle evlenen Seymour varlıklı, çalışkan, sorumluluk sahibi bir işadamı ve iyi bir aile babasıdır. Ancak talih bir noktadan sonra yüzüne gülmekten vazgeçecektir. Seymour yaşlanırken, Amerika da çılgınlaşır ve ülke çalkantılı 60’lı yıllarda adeta cinnet geçirirken, o da sevdiği her şeyi yitirir.Tarih Sarıkafa’nın ailesini kaçınılmaz olarak hâkimiyeti altına alır: Kızı Vietnam Savaşı’nı "protesto" etmek için yaşadıkları bölgedeki postaneyi bombalayıp, yoldan geçen birinin ölümüne neden olurken, masum bir insanı öldürmekle kalmamış, kendisine tapan babasıyla arasındaki bağları da dinamitlemiştir. Sarıkafa’nın hayatında artık mutluluğa ya da manevi tutarlılığa ilişkin hiçbir umut kalmayacaktır. Kızını bu davranışa iten nedenleri sorgulamasıyla, İkinci Dünya Savaşı sonrası yıllarda Amerika’nın siyasal ve sosyal bir panoraması çizilir. Romanda anlatılan olaylar, kamuoyunun Watergate skandalıyla çalkalandığı 1974 yılına kadar uzanır.Roth’a 1997 yılında Pulitzer Ödülü’nü kazandıran Pastoral Amerika, talihli bir Amerikalının yükselişinin ve düşüşünün; toplumsal kargaşanın ezdiği güçlü ve özgüvenli bir toplumsal denge üstadıın hikâyesi değildir yalnızca. 20. yüzyılın refah, toplumsal düzen ve mutlu aile yaşamı vaatleri için yakılmış bir ağıttır da aynı zamanda.
Devamını oku
Devamını gizle