Doğu’yla Batı’yı birleştiren bir toprağın insanları olarak, bu önce tahayyül sonra inşa edilmiş coğrafyaları yakından tanıyoruz; ikisinin arasında yaşamanın ne anlama geldiğini acıyla tecrübe etmeye de devam ediyoruz. Yine de birbirini doğuran ve birbirine göbekten bağlı bu iki kavram, tarihin hiçbir vaktinde böylesine keskin bir saflaşmanın, kimlik politikalarıyla derinleşmiş bir ayrışmanın özneleri olmamışlardı. Her iki dünyayı da çok iyi bilen, INALCO’da Arapça ve Farsça eğitimi almış ve hâli hazırda bu dilleri öğretip çeviriler yapan Fransız yazar Mathias Enard’ın Pusula’sı da buradan alıyor hızını, şimdiki zamanın kederini yükleniyor. Uykusuz olmasına karşın devinmeden duramayan bir zihnin ortaklığıyla Ortadoğu’da tek gecelik bir gezintiye çıkarıyor okurunu Enard, müzikten, edebiyattan, arkeolojiden, aşktan bahsediyor. Pusula, yalnızca tatmin edici ve alabildiğine melankolik hikâyesiyle değil, kıymetli bir bakış açısı kazandıran ve okurluk iştahını artıran yapısıyla da dikkati hak eden seçkin bir eser.