Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifadesiyle Fransa’dan “eve dönen” Yahya Kemal Beyatlı, kulaktan kulağa yayılan ünüyle birlikte Türk şiirine sarsıcı bir rüzgârı da beraberinde getirmiştir. Çok az şiiri yayımlandığı dönemde bile çağın otorite figürleri tarafından Türk şiirinin önemli isimlerinden biri olarak kabul edilmiş ve bu ün kısa sürede artarak ona “Tanrı şair” gibi abartılı unvanların verilmesine yol açmıştır. Yaşamında şiir kitabı yayımlamadığı hâlde baskın karakteriyle, poetikasıyla, Batı ve Doğu şiirini, kültürünü ve tarihini çok iyi bilmesiyle Türk şiirinde müstesna bir yer edinen Yahya Kemal, farklı ideolojilere ve şiir anlayışlarına sahip birçok şair için özgün bir poetika geliştirme sürecinde mutlaka hesaplaşılması gereken şiirsel bir figür olarak kabul edilmiştir. Söz konusu duruma, Yahya Kemal’in bu çalışmada özellikle altı çizilen “etkileme arzusu” da eklenince halefleri için onun şiirsel rüzgârına karşı durup özgün bir poetika ve şiir inşa etmek iyice zorlaşmıştır.
Bu kitapta Türk şiirinin önemli temel taşlarının, Yahya Kemal’in bahsedilen yıkıcı şiirsel rüzgârına karşı durarak özgün bir poetika ve şiir geliştirme süreçleri Harold Bloom’un “etkilenme endişesi” kavramı merkezinde sorunsallaştırılmıştır. Çalışmada, Yahya Kemal’den etkilenen, bu etkiyi endişeye ve kendileri için bir imkâna dönüştürerek özgün bir şiir geliştiren, bir başka ifadeyle Yahya Kemal’in yıkıcı rüzgârını arkasına almayı başarabilen şairlerin şiir macerası konu edinilmektedir. Böylelikle kitap Yahya Kemal merkezinde Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nâzım Hikmet, Faruk Nafiz Çamlıbel, Orhan Veli ve İkinci Yeni şairlerini de içine alarak Türk şiir tarihinin poetik gelişimini tartışan bir metin mahiyetine bürünür.