Şah Mat

“Odanın kasvetli ve ürkütücü havası insanı yeterince boğmaya yetiyordu. İçilen sigaranın dumanları üzerine bir sis gibi çökmüş, üzerinden hayli zaman geçmesine rağmen odayı terk etmemişti. Yatağın üzerinde sırt üstü yatan adamı görmek neredeyse imkansızdı. Yerde duran içki şişelerinden uykusunun neden bu kadar ağır olduğu anlaşılmaktaydı.

Odanın duvarları, asılan gazete sayfalarından neredeyse gözükmüyordu. Her bir sayfa da cinayet haberleri yazan gazeteler itinayla duvara yapıştırılmıştı.

Sır Perdesi Aralanmadı…

Keskin Nişancı Cinayeti…

Bir Polisin Yok Oluşu…”

Geçmiş ile gelecek arasında ince bir çizgidir yaşamak. Her an ve nasıl kaderinizin değişeceğini bilemeden bir ömür geçirmek ile meşgulken, sevdikleriniz ile bir hayatınızın olmasını istersiniz. Geleceğe dair yapılan bu güzel planlar; belki de bir başka kötü insanların hayallerine karıştığı anda karmaşık bir yapıya bürünmeye başlayacaktır ve bundan sonrası tamamen sizin kontrolünüzden çıkacak, piyon haline geldiğinizi anladığınız anda her şey çok geç olacaktır.
Hayatınızın bir satrançtan farksız olduğu ve yapılacak olan her hamleden sonra bir başka hamlenin hayata geçirileceğini bilerek ve etkisi altında kalarak yaşayacağınız bir dünyada hayatta kalmak için yapmanız gereken tek şey, Şah Mat olmamaktadır