Kitap Hakkında
Derin bir travma sonucunda yok olan insanlık, mitoslar içinde görünmez hale gelen soyguncular, hayatının akışı matruşkaya benzeyen kadın, maruz kaldıklarına oralı olmayan küçük kız, hayatın sanatı taklit edebildiğini düşünen genç, her şeyin başkasına ait olduğuna inanan adam, şiirin nasıl yazılacağını unutan şair, intihar etmeye programlı vatansever robotlar, günümüzü hatırlatan üç bin yıllık nutuklar, savaşın dehşeti karşısında kusan yazar… Meriç Renkver’in “Sapiens”e ithaf ettiği yeni öykü kitabında, farklı okuma katmanları ve metaforik unsurlar içeren on öykü yer alıyor. Öykülerin içerikle uyumlu, kimi zaman deneysele varan özgün formlarıyla dikkat çeken Sanrı Aşkına, temalarındaki çeşitlilik ve düşünsel çağrışımlarıyla da öykü severlere ilginç bir okuma deneyimi vaat ediyor. Hayatın katı ve acımasız gerçeklerine çoğu kez sanrısal bir bakışla işaret eden öyküler, “Yaratıcılık aslında sanrısal bir olgu mu?” sorusunun da zihinlerde doğmasına yol açıyor.
KİTAPTAN ALINTILAR
“Çok büyük bir travma yaşandı… Hakikati öğrenen herkes delirdi, her şeye saldırdılar, birbirlerini yok ettiler, aldanmayanları da katlettiler, vicdanlı olanlar ise intihar etmeyi seçti. Sürekli aldanmış olmanın ve bir gün hakikate ulaşmanın travması.”
“Müşterilerim düzgün, temiz adamlar. Her türden insana rastladım. Patron, işçi, memur, esnaf, asker, polis, kaymakam, imam, öğretmen… Hatta bir tanesi eski bakanmış. Kendisi söyledi. Ben onun yalancısıyım. Daha doğrusu hepsinin yalancısıyım. Ama bana yalan söylemezler.”
“İlk maaşımla kendime öyle bir ziyafet çektim ki… Deniz kıyısında bir restoranda, iki kişilik bir masa ayırttım belki tanıdık birine rastlarım diye. Masayı her türlü lezzetle donattım, beyin, ciğer, böbrek, kelle, paça… Tanıdık birine rastlamayınca, tam 22 saat 45 dakika beni tok tuttu o yemek!”
Ürün Özellikleri