Kitap Hakkında
XI. yüzyılın son çeyreği. Üçüncü Haçlı Seferi bitmek üzere. Toroslar’dan yüzyıllardır paylaşılamayan Kudüs’e kadar uzanan gepgeniş bir coğrafya. Beylikler, prenslikler, irili ufaklı krallıklar, "Bizans" entrikalarıyla çalkalanan saraylar... Doğu ile Batı’nın karşılaştığı, birbirine karıştığı bir kavşakta kanlı savaşların solkulandığı aşklar... Fransız soylusu Francis’in anlatımıyla tarihsel gerçeklerin izinde kaleme alınmış bir roman... Burası "sırların kavşağı"... " ‘Demek ki güneşin doğduğu yere doğru gelenlerle, battığı yere doğru gidenler bir kavşakta karşılaşmış oluyoruz’ dedim, ‘ve birbirimizi çok az tanıyoruz. Zaten size gelmenin esas nedeni de beni bu konuda aydınlatmanızı rica etmekti Sayın Peder.’ Peder Efraim’in yüzünde acı bir gülümseme belirmişti: ‘Ne kavşak ama!’ dedi, ‘Çok eski yüzyıllarda burası medeniyetlerin buluşup kaynaştığı, birbirinden öğrendiği kültürlerin kucaklaştığı bir kavşaktı, şimdi ise çatışmaların beşiği oldu. Zenginliklerin paylaşılıp değiş tokuş edildiği kavşakta, şimdi ise yağmalandığı ve bu zenginlikler için herkesin birbirinin gözünü oyduğu bir yer oldu..."
Devamını oku
Devamını gizle