Kitap Hakkında

İnsanın çevresindeki her şey gerçektir. Kendi gerçeği kendinde olan bu doğal belirtilerin canlı veya cansız olmaları, nitelik ya da işlevleri, eğer algılanıp ifade edilemiyorsa hiçbir önem taşımaz. Onların anlamlı olması, insan tarafından algılanıp kavranılmaları, kavramsallaştırmaları ve olgu olarak ifade edilmeleri süreci sonucunda mümkündür. Böylece; şeyler, doğal gerçek olmaktan çıkıp gerçeklik alanına girmiş olurlar.

İnsan da doğada herhangi bir belirti olarak gerçektir. Kendi gerçeğine yönelip bunu kavramadığı ve evrendeki anlamını bulmadığı sürece o da biyolojik bir canlı olmaktan başka bir şey değildir. 

İnsanın yalnızca doğal bir gerçek olarak yaşadığı kadim bir geçmişi vardır. Toplum hâline gelip toplumsal olmanın bilincine varıncaya kadar bu süreç devam etmiştir. Bu nedenle, insan gerçeğinden insan gerçekliğine erişmek, toplumsal gerçeklikle örtüşmektedir. 

Toplumsallaşma, insanın kendini bir olgu olarak ele alıp gerçekliğini ortaya koyması ve insan-toplum ilişkisini kavraması açısından önemlidir. Birey olarak insanın, “insan ve toplum” bağlamında topluma ilgi göstermesi ve toplumu bilmesinin geçmişi oldukça eskidir. Ancak, toplum ve toplumsallaşma bilincinin oluşumuyla, bu olguların (toplum/toplumsallaşma) bilimsel bir bilinçle ele alındığı dönem örtüşmemiştir.

Devamını oku

Ürün Özellikleri

  • Kitap Özellikleri
  • Yayınlanma Tarihi
    3 / 2020
  • Yayınlanma Sayısı
    1
  • Sayfa sayısı
    90
  • Ağırlık
    90
  • Boyutlar
    14 x 21
  • Cilt Tipi
    Ciltsiz
  • Kağıt Cinsi
    1. Hamur
  • Yayınlandığı Konum
  • Cep Boy
    Hayır
  • Barkod
    9786257049382
      Babil.com
      Tarayıcı ile devam et veya Uygulamada Aç