Türkiye'de Kredi Döngüleri, Finansal İstikrar ve Makro İhtiyati Politikalar Arasındaki Etkileşim

“Başarı, başarısızlıktan başarısızlığa hevesini kaybetmeden geçme yeteneğidir.” Winston Churchill
Finansal istikrar, bir ekonominin sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde büyüyebilmesi için kritik öneme sahiptir. Ancak, finansal sistemin karmaşık yapısı ve dinamik doğası, istikrarı tehdit eden birçok faktörle doludur. Bu bağlamda kredi döngüleri, ekonomik dalgalanmaların merkezinde yer alarak hem bireylerin hem de kurumların mali durumlarını doğrudan etkiler. Bu dalgalanmaları yumuşatmayı amaçlayan makro ihtiyati politikalar finansal istikrar üzerindeki etkileri aracılığı ile simgelenmektedir. Yapacağımız araştırmanın konusunu belirlerken Ayşegül ile yaptığımız tartışmalar sonucunda hem teorik hem de ampirik analizler yoluyla bu üç önemli kavram arasındaki dinamikleri önce anlamayı, sonra açıklamayı ve nihayetinde test etmeyi amaçladık. Bu yönüyle çalışma Türkiye ekonomisi bağlamında gerçekleştirilmiş ilk çalışma özelliğine de sahiptir. Tez konusu belirleme çalışmalarımız sırasında sevgili Ayşegül’e çıkış noktamızın Ralph Waldo Emerson’un “yolun götürebileceği yere gitmeyin, bunun yerine yolun olmadığı yere gidin ve bir iz bırakın” deyişinin olması gerektiğini söylemiştim. Bu gerekliliğin beraberinde getirdiği zorluklar ve belirsizlikler de doğal olarak daha yoğundu. Ancak sonuç incelemenize sunduğumuz bu araştırmayı üretti.Doktora tezi yazımı, akademik kariyerin en zorlu ve aynı zamanda en ödüllendirici süreçlerinden biridir. Bu süreçte karşılaşılan güçlükler, tezin amacına ulaşma yolunda önemli bir rol oynar. Araştırma konusunun belirlenmesi, veri toplama ve analiz süreci, teorik çerçevenin oluşturulması, yazım ve düzenleme aşamaları ve zaman yönetimi gibi güçlükler, tezin amacının netleştirilmesi ve gerçekleştirilmesi için gereklidir. Bu güçlüklerin üstesinden gelmek, tezin amacına ulaşma yolunda önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Doğal olarak bu süreçler benim “kopuşlar ve geri dönüşler” olarak isimlendirdiğim dönemleri de içerir. Biz de araştırma, analiz ve yazım aşamalarında benzer dönemleri yaşadık. Ancak Ayşegül’ün araştırma, öğrenme ve uygulama konusundaki hevesi ve disiplin anlayışı bu dönemleri kısa sürede aşmamızın ardındaki temel etkendir. Bir danışman olarak benim bu süreçteki rolüm ise destekleyici, yol gösterici ve uyarıcı olmak ile sınırlı idi. Sonucun başarı olarak değerlendirilmesi ise sanırım bu çalışmanın en keyifli kısmıydı.
Okuyucuya yararlı olması dileği ile...
Prof. Dr. İlyas ŞIKLAR