Kitap Hakkında
Bir tekne kazası emekli hakim Wilhelm Weitling’i bir anda bugünün dünyasından koparır ve kendi 1958’deki halinin hayaletimsi bir seyircisi kılar. Aylar geçmekte, bütün bunalımları ve özlemleriyle on altıncı yaşını yaşamakta olan lise öğrencisi Wilhelm’in ensesi dibinden ayrılamayan yaşlı Wilhelm bir yandan annesi, babası, dedesi, komşuları, arkadaşları ve öğretmenleriyle geçmişinde dolaşmanın buruk tadını yaşamakta, bir yandan da bir an önce 2010 yılına sağ salim geri dönmeye can atmaktadır.
Zaman, 2. Dünya Savaşı sonrası Almanyasının kalkınma mucizesi yıllarıdır. Toplum Nazi ruhuyla daha pek hesaplaşmaya başlamamıştır; zaman yolcusu Weitling ise bunu bir yandan yadırgarken bir yandan da yurduna, yani kendi çocukluğuna, dönüşün verdiği haz içinde, bize gündelik hayatı anlatırken ayrıntılarıyla o günlerin havasını yaşatır. Fakat Weitling sadece bir geçmiş zaman ziyaretçisi değildir ve anlattıkları sadece bir hatıralar zincirini yeniden yaşayışın kayda geçirilmesi olmakla kalmaz, yaşlı adam torunu yaşındaki, ama kendisi olan o delikanlının hayatının akışını etkilemeye de çalışacaktır. Gerçi onunla olsun 1958 yılının öbür sakinleriyle olsun iletişim kurmayı pek başaramaz, ama zamanla garip bir durumla karşılaşır: 2010’dan bakınca hatırladığı geçmişiyle şimdi, 1958’de seyirci olarak yaşadıkları arasında farklar belirmektedir. Bunlar başlangıçta ufak tefek ayrıntılardır, ama sonra daha önemli, hayatının akışını ilgilendiren boyutlara ulaşırlar.
Hatırlayışla gerçekten olanlar arasında makasın böyle gittikçe açılması nereye kadar varabilir? Acaba Weitling sonunda – eğer hortlak değilse de kendi hayatına dönebilirse – romanın başında tanıştığımız emekli hakimin kimliğinden bambaşka bir kimlikle mi karşımıza çıkacaktır?
Ürün Özellikleri