Kitap Hakkında
Semâvî dinlerin, münevver kalblerin, sağlam akılların ittifakla kabul ettiği en kuvvetli hakikat, bu kâinatın yaratıcısının varlığı ve birliğinin sâbit olmasıdır.
Kâinat ile yaratıcı kudret arasındaki en bariz ilişki, yaratılış hakikatidir. Allah yaratandır, kâinat ise yaratılandır. Bu güçlü ilişkiyi ders veren Kur’ân-ı Hakîm ve onu okuyan münevver akıllar ve nûrânî gönüller, bu ilişkinin arka planında Allah’ın sonsuz rahmetinin olduğunu görmektedir. Bu sonsuz rahmetin varlık sahnelerinde tecelli etmesi, binlerce açıdan yaratıkları kucaklaması, özellikle en şerefli bir varlık olan insan için -ebediyete kadar devam eden, bitmez tükenmez bir süreçte- cennet gibi bir hayatın va'dedilmesi, Rahman ve Rahîm olan
Allah’ın kâinatı yaratmasının hakiki hikmetini şuurlu varlıklara ders vermektedir. Demek ki, Yüce Yaratıcı, sonsuz rahmetini, nihayetsiz şefkatini, hesapsız keremini, karşı konulmaz kudretini, her şeyi hakkıyla bilen ezelî ilmini, her şeyi hikmetle dizayn eden sermedî hikmetini, hulâsa, bütün isim ve sıfatlarının eşsiz güzelliklerini, nazirsiz tecellilerini, misilsiz nakışlarını bizzat görmek ve şuurlu yarattığı varlıkların da nazar-ı dikkatlerine sunup göstermek adına birbirinden güzel manzaralara sâhip olan bu kâinatı yaratmıştır. Bunun neticesi şudur: Allah şu kâinatı mukaddes isim ve sıfatlarını tanıtmak için yaratmıştır. Kâinatın varlığını, kendi varlığına parlak bir ayna, kuvvetli bir delil, nurlu bir alâmet, âdil bir şâhit kılmıştır.
Yayınevimiz Tenvir Neşriyat’ın bir markası olan Fütûhât Yayınevi’nden çıkan bu çalışmanın ilk bölümünde Yaratılış hakikatine değinilmiş ve zihne gelebilecek bazı sorulara cevap verilmiştir. İkinci bölüm olan İman
Esasları başlığı altında Allah’a İman, Meleklere İman, Kitaplara İman, Peygamberlere İman ve Kadere İman konuları incelenmiştir. Son bölümde ise Mezhepler hakkında bilgi verilmiştir.
Prof Dr. Niyazi Beki hocamız kendi sözleriyle bu çalışmanın maksadını şöyle belirtmiştir:
“Yaratılış’tan Îman’a” adlı bu eserden maksat, yaratılmış varlık ile var eden yaratıcı, eser ile müessir, sanat ile sanatkâr, kitap ile kâtip, imar ile mimar arasında “lüzum-u beyyin” ile var olduğu kat’î olan ilgi ve alâkayı gözler önüne sermektir. Bu çerçevede, kâinatın tarrakaları arasında göz kamaştıran tevhidin hakikatini ve marifetullahın ışıklarını yansıtan Allah’a îman konusundan sonra ona tâbi olan diğer îman esasları da müdellel bir şekilde ortaya konulacaktır.
Ürün Özellikleri