Dinin olmazsa olmazlarından olan Akıl, Kur’an ve Peygambere/ Sünnete güçlü bir şekilde vurgu yapan Yasin suresi insanlıktan şunların bilinmesini istemektedir:
Allah yüceler yücesidir, sınırsız güç sahibidir, mutlak hükümranlık ve her türlü tasarruf hakkı O’nun elindedir ve hiçbir sıfat ve eyleminde asla bir eşi, benzeri ya da ortağı yoktur. Dolayısıyla bazı fanilere isnat edilen tasarruf yetkisi dayanaksız bir iddia olmaktan öteye geçemez.
İnsanın bu dünyada iken iyi ya da kötü yaptığı her şey kesinlikle ve eksiksiz bir şekilde kaydedilmektedir ki, tutulan bu sicil kıyamet günü onun yargılanmasının temelini oluşturacaktır.
Allah’ın verdiği sayısız nimetlerine karşılık hep iman ve şükür bilinci içinde yaşamak O’nun bütün kullarından istediği bir husustur.
İnsan, bir iş yaparken ya da bir söz söylerken mutlaka yaratıldığı bir damla suyu göz önünde bulundurmalı ve bu yönüyle hiç kimseden üstün olabileceği vehmine kapılmamalıdır.
Allah’tan gelen bütün insanlar bir gün yine O’na dönecek ve huzurunda toplanıp yargılanacaklardır.
İşte surenin önemle vurguladığı bu ilkeleri içselleştirip hayata geçiren kimse, genel hatlarıyla Kur’an’ı da anlamış ve böylece Allah’ın istediği gibi bir kul olma imkanını elde etmiş olur.
Şüphe yok ki, bu ilkeleri öğrenip anlamak ve içselleştirmek her şeyden önce gelir.