Fredric Jameson, üçüncü dünya edebiyatının bütünüyle ve zorunlu bir biçimde alegorik olduğunu söyler; yazar hangi hikâyeyi anlatırsa anlatsın, içine doğduğu ulusun alegorisini yapmaktan kendisini alamaz ona göre. 20. yüzyılın başlarında, Anadolu’nun bir Rum köyünde geçen Yeniden Çarmıha Gerilen İsa, Jameson’un bu iddiasını ispatlar nitelikte bir roman. Kazancakis, İsa’nın çarmıha gerilişini temsil etmeye hazırlanan köylüler üzerinden ağalığın rezil düzenini, dinle perdelenen kötücüllüğü, iyiyle kötünün, muktedirle zayıfın mücadelesini, öteki olmanın dehşetini anlatıyor. Ve upuzun hikâyeyi öyle ustalıklı bir dille sarıp sarmalıyor ki bir çırpıda bitiveriyor roman.