Yürümek, insanı yalnızca bir yerden diğerine götüren bir eylem değil. Yürümek ve düşünmek arasında zımnen yapılmış bir sözleşme var. Nietzsche ve Rousseau gibi düşünürlerin felsefenin meselesi hâline getirdiği bir konu bu. Thomas Bernhard’ın iki novellasını bir araya getiren Yürümek - Evet de dünya edebiyatına çok sahici bir öfke ve karamsarlık bağışlayan Bernhard’ın yürümek ve düşünmek arasındaki çizginin üzerinde yaptığı gezintiyi anlatıyor önce, sonra da iki insanın birbirlerini nasıl tükettiklerini, bir kelimeye sığan bu tükenişin kaçınılmaz olduğunun altını çiziyor. Bu iki kısa anlatı, her Bernhard metni gibi okurunu çok çetin bir mücadelenin içinde bırakıyor.