Kitap Hakkında
Bir noktada tıkanıp kalmış ve ancak çok sonra azar azar, kesik kesik akmaya başlamış bir suyu andırıyor Kaygalak'ın şiiri. Tıkandığı yerde çok kalmış ve böylece kendi üzerine dönmüş, kendini, kendi tıkanışını iyi tanımış bir şiir. İmkanlarını da. Yahya Kemal gibi, Dıranas ve Tanpınar gibi, Cemal Süreya ve Ece Ayhan gibi, Hilmi Yavuz ve İsmet Özel gibi, yapacağı işi en baştan sezen ve çoktan biçimlenmiş olarak doğan bir şiir. Tıkanma bir tür erken olgunlaşmaya yol açıyor burada. Bir koyulaşma, kıvam bulma: Takılıp kaldığı yerin bütün minerallerini, bütün ışıltılı kirini de üstlenmiş bir madde. "taşların unutulan / yüzüyüm ben. / söz'ün / dil'in / ve zaman'ın... / / dağların / kilitlenmiş yüzüyle / mühürlendim, / resimlerin taşlarda unuttuğu dile." Bu kilitlenme, ilerleme düşüncesinin tehlikeli aldatıcılığına işaret eden ama olgunlaşmayı da büsbütün yadsımayan bir Karanlık Aydınlanmaya da işaret ediyor. "birazdan susacak / dilini bildiğim her şey. / yeryüzü / ve gökyüzü. / yüzümü döndüğüm kalpler..."
-Orhan Koçak-
Ürün Özellikleri